En Hüzünlü Sona Sahip 10 Oyun

Monster Notebook  24 Eylül 2021

Oyun

Derinlikli hikâyeler anlatmayı, interaktif yapısı sayesinde sinema filmlerinden ve dizilerden çok daha iyi başaran oyunlar, bazen oyuncular için çok acımasız olabiliyor. Bu, kimi zaman oyun mekaniklerinin zorluğundan, kimi zaman bölüm sonu canavarlarının yenilmezliğinden, kimi zamansa oyun içinde ve sonunda yaşananların oyuncuları yıpratmasından ve üzmesinden kaynaklanıyor. Derli toplu öykü anlatan sayısız oyun çıktı bugüne kadar ve onlardan bazılarının sonları gerçekten çok hüzünlüydü. Bu yazıda karşınıza en hüzünlü sona sahip 10 oyunu çıkaracağız ama listeye ekleyemediğimiz, birbirinden hüzünlü pek çok yapım olduğunu biliyoruz. Siz de kendi deneyimlediğiniz, hüzünlü sona sahip oyunları yorum bölümüne mutlaka yazın. Unutmayın, acınız paylaştıkça azalacak.

Brothers: A Tale Of Two Sons

Bir oyun, mezar ziyareti sahnesiyle başlayıp müteveffa kişinin nasıl öldüğünü daha ikinci ara sahnesinde göstermeye cüret ediyorsa o oyun sizi hüzünlü bir sona hazırlıyordur. Annelerini küçük yaşta kaybeden iki kardeşin bu defa babalarını bir hastalığa kurban vermemek için çıktıkları zorlu yolculuk, herkesin kaldıramayacağı bir ağırlıkta son buluyor.

The Walking Dead Season One

Hiçbirimizin ölümsüz bir süper kahraman olmadığını tüm gerçekliğiyle yüzümüze vuran The Walking Dead Season One, kendini bir zombi istilasının ortasındaymış gibi hisseden oyuncuların gözlerinden yaşlar süzülmesini sağlayacak güçlükte bir seçim yaptırıyor. Neticede dudaklarımızdan şu sözler dökülebiliyor: “Böyle bitmemeliydi.”

Max Payne 2: The Fall of Max Payne

Bahtsızlığı konusunda hepimizin hemfikir olduğu Max, ilk oyunun henüz başlarında eşi ve çocuğunun öldürülmesine tanıklık etmişti. İkinci oyunda da kara talihinin üstesinden gelemeyen Max’in yaşadıklarına, Poets of the Fall grubunun oyunun OST’sinde bulunan “Late Goodbye” parçası aynı kasvette bir fon oluşturuyor.

L.A. Noire

Adalet arayışında olan birinin, hayatın adaletsizliğine karşı koyamaması kadar hüzün verici pek az şey vardır. L.A. Noire, başından sonuna kadar bir oyundan çok daha fazlası. Belki de sonunu bu denli hüzünlü kılan, ekrana dakikalar boyunca boş boş bakmamıza neden olan da budur.

Life is Strange

Şimdiye dek “Bu oyun, seçimlerinize göre şekillenecektir,” benzeri ifadeler kullanan ama “A” yolunu da seçseniz, “B” yolunda da karar kılsanız gidişatı değişmeyen birçok oyun oynamış olabilirsiniz. Life is Strange bu bakımdan farklı, adı gibi tuhaf, garip bir yapım. Öyle ki sizi oyunun sonunda etik ikilem sorularıyla karşı karşıya bırakıp yine sizi vereceğiniz kararın keskin sonuçlarına katlanmaya razı ediyor. Mantıklı bir karar alırsanız sonuç, titreyen bir çift dudak ve gözlerden akan yaşlar olacak, baştan söyleyelim.

To the Moon

Vefatına hayli az zaman kalan yaşlı bir bireyin huzur içinde ölebilmesini sağlamaya çalışmak. To the Moon’da saatler boyunca uğraşımızın temel nedeni bu. Ama bu süreçte öyle şeyler yaşıyor, öyle şeylere denk geliyoruz ki huzur içinde ölmesini sağlamaya çalıştığımız kişi, oyunun sonunda bizi darmadağın ediyor. Yaşam destek ünitesinden gelen sabit ses, gözlerimizden sicim gibi akan yaşları temsil ediyor âdeta.

Rakuen

To the Moon gibi sevimli grafiklere sahip, onun gibi RPG Maker ile hazırlanan bir oyun Rakuen. 20 saate yakın süren yapımda sevimli küçük bir çocuğu yönetiyoruz ve rahatsızlığı nedeniyle kaldığı hastanede birtakım sorunları gideriyoruz. Ama oyun bir yerden sonra öyle sağlam bir tokat vuruyor ki yüzümüze, ekrana öyle bakakalıyoruz.

Last Day of June

Sevgi, üst düzey fedakârlık ister ve Last Day of June, eşinin vefatının ardından bir türlü kendine gelemeyen karakterimizin, bu gerçekten hareketle yaşamını şekillendirmesini konu ediniyor. Oyunun nihayetinde ise yönetimimizdeki karakter, aradığı huzuru buluyor.

Shadow of the Colossus

Diğer tüm Team Ico oyunları gibi ilginç, sıra dışı bir oyundu Shadow of the Colossus. Ne uğruna, nelerle mücadele edildiğini tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermesi bakımından da sıra dışıydı. Ancak gerçeği gördüğümüzde maalesef iş işten geçmişti. Harika bir macera yaşayıp sonunda kendinizi kötü hissetmek isterseniz bu oyunu deneyimleyin.

Silent Hill 2

James Sunderland… Eşinin vefatının yıllar sonrasında vefat eden eşinden mektup alan, bunun sonucunda türlü çeşitli maceralara atılan, sayısız yaratık öldüren ve ölümün kıyısından çok defa dönen sıradan biri. Ama yaptıklarını anımsadıktan sonra kıyısından döndüğü ölümün ta derinlerine dalmayı tercih edebilecek de birisi. Evet, oyunun birden fazla sonu var ama kim Angela’nın bıçağını uzun uzun incelemeden, Mary’nin mektubunu birkaç kez okumadan ve onun konuşmalarını dinlemeden oyunu bitirebilir ki? Bunun sonucunda da mükedder son mukadder olur ve oyuncuların karşısına “In Water” sonu çıkıverir.

 

Paylaş: