Geçmişten Günümüze The Last of Us

Monster Notebook  19 Aralık 2023

Oyun

İnsanoğlunun yarattığı beton yığınlarını, doğanın nasıl ele geçirdiğini görmek, terk edilmiş binaların gölgesinde hayatta kalma mücadelesi vermek, daha önce deneyimlemediğimiz bir şey değildi. Ama insanın içindeki umutsuzluğu, kırılganlığı, direnci ve sevgiyi, kıyamet sonrası tabloyla bütünleştirip sinematik bir dille anlatabilen belki de tek oyun, The Last of Us serisi oldu. Crash Bandicoot ve Uncharted serisiyle tanıdığımız Naughty Dog’un bir başka harika fikrî mülkü The Last of Us, kısa süre öncesine kadar PlayStation oyun konsolu sahipleri tarafından oynanabiliyordu. Ancak Sony’nin PC çıkarması sayesinde canavar gibi oyun bilgisayarlarıyla da artık The Last of Us’ın, alabildiğine kasvetli hikâyesine tanıklık edebiliyoruz. Dilerseniz gelin, bu oyun serisinin geçmişten günümüze nasıl ulaştığına birlikte bakalım.

The Last of Us (2013)

Tür olarak “aksiyon macera” kategorisinde bulunsa da bize göre dokunaklı aksiyon macera tanımlamasına daha bir uyan The Last of Us, insanları agresif ve tehlikeli yaratıklara dönüştüren Cordyceps mantarının mutasyona uğramış versiyonunun yarattığı enfeksiyon salgınını temel alıyor. Salgından bir şekilde kurtulan Joel ve Ellie ile geçirdiğiniz zaman içinde, onlarla duygusal bir bağ kurmamanız imkânsız hâle geliyor. Karakter derinliğinin başarılı şekilde kurgulanmış olması, hikâye anlatımındaki ustalık, gerçekçiliğin daima sürmesi, oyuncunun ahlaki gri alanlarda bırakılması, The Last of Us’ın, başyapıt olarak anılmasını sağlıyor. Oyunun; gizlilik, çatışma ve çevre keşfi mekaniklerinden beslenen aksiyon sekansları, Clickers ve Bloaters gibi klasikleşen enfekte yaratıklarla birleşince, The Last of Us, tadına doyulmaz bir oyun oluyor.

The Last of Us: Left Behind (2014)

The Last of Us’ın, anlatı konusundaki başarısının bir tesadüf olmadığını gösteren genişleme paketi Left Behind, bu defa Ellie ve onun en iyi arkadaşı Riley’nin terk edilmiş alışveriş merkezini keşfedip hem neşeli hem de yürek burkan anlar yaşadıkları bir zaman dilimini konu ediniyor. Kısa oynanış süresine rağmen sürpriz bölümleri sayesinde The Last of Us evrenine, derinlik ve duygusal zenginlik kazandıran Left Behind, ana oyunun remastered sürümü içinde de yer alıyor.

The Last of Us Part II (2020)

Tam da küresel çapta yaşanan pandeminin gölgesinde çıkan The Last of Us Part II, serinin takipçilerini ikiye bölse de anlatı ve teknik yönden, benzerine az rastlanır bir yapım olarak oyun tarihine adını yazdırıyor. Serinin yaratıcısı Neil Druckmann’ın, keskin kararları neticesinde hikâye akışı, beklenenin ötesinde sürprizlerle dolu olan ikinci oyunda, Ellie’nin kontrolünü üstleniyorsunuz. İlk oyundaki olayların beş yıl sonrasında geçen yapımda Ellie, daha büyük ve tecrübeli olmasına karşın geçmişin gölgesinden kurtulamıyor. Spoiler olmaması için hikâye konusuna daha fazla değinmeyeceğiz ancak Naughty Dog’un, teknolojik sınırları zorlama konusundaki becerisinden söz edeceğiz. Zira bu oyunun grafik ve animasyon kalitesi, bambaşka bir seviyede bulunuyor. Oyun içinde kullanacağınız herhangi bir eşyanın, karakterle temas etmesindeki gerçekçilik, dakikalar süren YouTube videolarına konu olan halat fizikleri ve daha nicesi, The Last of Us Part II’nin üzerinde ne kadar incelikle çalışıldığını gösteriyor. Yüz animasyonlarının, karakterlerin duygularını size geçirme noktasındaki etkisi ise oyunun en iyi yaptığı şeylerden biri oluyor.

The Last of Us Part I (2023)

Orijinal platformu PlayStation 3 olan ve remastered sürümüyle PlayStation 4’ü de ziyaret eden The Last of Us, “Part I” ekiyle PlayStation 5 ve PC platformuna, remake sürümüyle geldi. Hem oynanış hem de görsel yönden orijinal oyunla aralarında büyük farklar bulunan remake, The Last of Us Part II’nin oyun motorunu kullanıyor. Geliştirilmiş savaş ve keşif mekanikleri, oyuna derinlik katarken yenilenen animasyonlar ise karakterlerle daha güçlü bağlar kurabilmenize olanak veriyor. Ancak yapım, oldukça güçlü oyun bilgisayarlarına ihtiyaç duyuyor.

Aralarında The Last of Us’ın da bulunduğu en güncel oyunları, yüksek çözünürlükte ve akıcı görsellerle oynamayı hedefliyorsanız, mutlaka bir “canavar” edinmelisiniz. Monster Notebook imzalı; Abra, Tulpar ve Semruk ailesindeki oyun bilgisayarı modelleri sizleri bekliyor.

Paylaş: