Horizon Forbidden West: Burning Shores İnceleme

Bağımsız bir oyun stüdyosu olarak Lost Boys Games adıyla kurulduğunda, bugünlere kadar ulaşıp bu denli büyük başarılar yakalayabileceğini tahmin ediyor muydu bilinmez ama Sony Interactive Entertainment çatısı altına girip adını Guerilla Games olarak değiştirdiğinde, değişenin yalnızca ismi olmayacağı, belli olmaya başlamıştı. Sony PlayStation platformunun şüphesiz en önemli fikrî mülklerinden Killzone serisine hayat veren Guerilla Games, başarı ivmesini artırarak yoluna devam ediyor. Daha sonra bir seriye dönüşecek olan Horizon Zero Dawn ile dünya çapında bilinirlik kazanan oyun stüdyosunun bu seriye kazandırdığı ikinci oyun ve ek paketi, oyun dünyasında aşılması zor çıtalardan biri olarak değerlendiriliyor. İkinci oyun Horizon Forbidden West için hazırlanan Burning Shores DLC’si, ikinci oyunu tamamlamış olan oyunseverleri kısa sürede yakalayıp kendine bağlayacak cinsten bir yapım. Bu nedenle ilk iki oyunu henüz oynamadıysanız, hikâyenin genel seyriyle ilgili spoiler olabilecek bilgileri görmemek adına bu yazıyı, ikinci oyunu da tamamladıktan sonra okumanızı öneriyoruz.

İkilemler, Aloy’un Kararlarına Rehberlik Ediyor

Şimdilik yalnızca PlayStation 5 platformunda yer alan ve çıktığı günden bu yana özellikle oyun eleştirmenleri tarafından beğeniyle karşılanan Horizon Forbidden West: Burning Shores, tam da ikinci oyunun sonunda, Aloy’un karşılaştığı ikilemin izlerinden hareketle sizleri kendi öyküsüne çağırıyor. İkinci oyunun sonunda Aloy’un karşısında iki seçenek bulunuyordu; Tilda van der Meer’i ve onun Far Zenith’ini takip etmek ya da türlü kötülüklerine şahit olsa da Dünya’da kalıp burayı korumaya çalışmak.

Burning Shores DLC’si, Aloy’un, Dünya’yı koruma isteğini oyunculara gösteriyor. Eski hâlinden eser kalmayan Los Angeles’ta başlayan oyun, arkasına aldığı teknik yeterliliklerden de hareketle harikulade manzaralar içeriyor ve yeşilliklerle dolu bir vahşi doğanın ortasına sizleri bırakıyor. İkinci oyunda da keşfetmeye doyamadığınız su altı dünyası, sınırlarını genişleterek Burning Shores’da da devam ediyor. Aldığınız görevleri tamamlamaya ara vermek istediğinizde bembeyaz kıyılara doğru ulaşıp denizin keyfini çıkarmanız mümkün oluyor. Ortamın böylesine ilgi çekici ve cezbedici görünmesinin ardında, geliştirici ekibin, Aloy’un, neden Dünya’yı kurtarmak istediğini anlatmayı hedeflediklerini düşünüyoruz. Böylesi canlı ve güzel görünen bir gezegeni kendi hâline bırakmak, Aloy için pek de doğru olmazdı.

Yeni Yetenekler, Yeni Makineler, Yeni Maceralar

Seride, oyun içindeki davranışlarınızdan bağımsız olarak sürekli devam eden bir aksiyon, üretim ve geliştirme süreci bulunuyordu; Burning Shores DLC’si, bu durumu değiştirmiyor. Oynayış tarzınıza ve yeni ortamları keşfetme isteğinize bağlı olarak 10+ saatte tamamlayabileceğiniz ek pakette, Aloy’a kazandırabileceğiniz 12 yeni yetenek ve altı cesaret dalgası bulunuyor. Genişletilmiş yetenek ağaçları sayesinde Aloy, devasa makine düşmanlarına karşı daha ilginç ve etkili saldırılar yapabiliyor. Söz, devasa makine düşmanlara gelmişken onlardan da biraz bahsedelim.

Metal yumurtalar bırakabilen Bileguts, oyunda karşılaşacağınız yeni düşmanlardan biri ve bıraktığı yumurtalar, bir süre sonra sürü hâline gelerek Aloy’un başına bela olabiliyor. Zira yumurtaların içinden böcek benzeri yapıdaki Stingspawn’lar çıkıyor, kalabalık gruplar olarak karşınıza çıktığında onlardan kurtulmanız zorlaşabiliyor. Waterwings ise ek pakette karşılaşacağınız üçüncü yeni makine oluyor. Aloy’un gökyüzünde gezinmek ve denizde dalış yapmak için kullanabildiği çok yönlü binek formundaki Waterwings, kullanması keyifli ama alt etmesi zor makineler arasına adını yazdırıyor. Metal Şeytan olarak da bilinen Horus ise DLC’de karşılaşmak istemeyeceğiniz ama karşılaşmak zorunda kalacağınız devasa bir makine. Kendisinden hem ilk oyunda hem de ikinci oyunda söz edilen Horus, Eski Dünya Titanı olmasının da etkisiyle savaş konusunda deneyimli ve ölümcül saldırılar yapma konusunda ustalık gösteriyor. Ayrıca kendisinin ürkütücü görünümü, karşılaşmalarda kendisinin psikolojik üstünlüğü almasını da sağlıyor.

Serinin Takipçilerinin Kaçırmaması Gereken Bir DLC

Horizon serisi boyunca Aloy’un karşılaştığı makine düşmanların yanı sıra bolca insan düşman da vardı ve Burning Shores DLC’sinin şüphesiz en önemli insan düşmanı, Walter Londra olarak oyuncuların karşısına çıkıyor. Her ne kadar bazı sinema filmlerinde ve oyunlardaki gibi bu ek pakette de kötü Londra’dan hoşlanmamamız için onun aşırılıklarına spotlar tutulmuş olsa da Aloy ve Londra’nın iyi bir kontrast oluşturduğu söylenebiliyor. Walter Londra, Eski Dünya’da bir uzay madencilik şirketinin başında yer alıyordu ve bu sayede dünya çapında büyük tanınırlık kazanmıştı. Zaman içinde Quen kabilesine rastlayan ve onları, çeşitli şekillerde etkileyerek kendine hayran bırakan Londra, kabile üyelerinin kendine tapmasını sağlıyor ve emirlerini eksiksizce yerine getirtiyordu. Walter Londra’nın tüm bu arka planını ve daha fazlasını bilen Aloy’un, Londra’dan nefret etmesi ve nefret etme nedenleri, DLC kapsamında başarılı şekilde işleniyor.

Horizon serisini beğenerek takip ediyorsanız, mutlaka oynamanızı önereceğimiz Horizon Forbidden West: Burning Shores ek paketi, gereksiz ayrıntılardan arındırılmış, rafine içeriği ve hikâye odaklı yapısıyla takdiri hak ediyor. Açık dünya formundaki oyunların, uzatıla uzatıla alabildiğine sıkıcı hâle getirilen tasarımlarına inat Guerilla Games’in böyle bir karar alıp uygulaması, DLC’ye ekstra puan kazandırıyor. Ana hikâyesi oldukça sürükleyici olan Burning Shores’un, romantik sayılabilecek yan hikâyesi için aynı şeyleri söylememiz pek mümkün değil. ESRB tarafında Teen, PEGI tarafında 16 yaş olarak sunulan ek pakette, Aloy’un LGBT yönü ortaya çıkıyor. Bazı başka oyunlarda LGBT teması, daha doğal ve normal şekilde işlenebilirken bu tür bir aksiyon oyununda ilgili temanın yer almasına şaşırdığımızı söyleyebiliriz.

Eğer serinin takipçisiyseniz ve PlayStation 5 oyun konsoluna sahipseniz, hâlihazırda uygun sayılabilecek bir fiyata sunulan ek paketi vakit kaybetmeden satın alıp oynamanızı öneririz.