Virüse Karşı Savaş: DayZ

Oyun dünyasında kartlar yeniden dağıtılıp sıra dışı fikirler bulunsa da zombilerle olan mücadele asla son bulmuyor. 2013 yılında ARMA 2: Operation Arrowhead modu olarak hayatına başlayan DayZ de zombilerle mücadelenin, dijital dünyadaki en önemli kalelerinden biri görülüyor. Beş yıldan bu yana alıştıkları birtakım olumsuzlukları da peşinde sürükleyerek 2018’in sonlarında tam sürüm şeklinde yayımlanan oyun, oyuncular tarafından rağbet görmeyi sürdürüyor.

DayZ’nin İç Karartan Dünyasına Hoş Geldiniz

Hayatta kalma ve korku temaları söz konusu olduğunda, akıllara ilk gelen oyunlardan biri şüphesiz DayZ oluyor. 2010’lu yılların başlarında, henüz denenmemiş bazı şeyleri deneyen ve bunda başarılı da olan yapımın erken erişim sürecinin beş yıl sonrasında gelen tam sürümü, oyunla henüz tanışacak olanlara stresli anlar yaşatırken, oyunda kendini kıdemli görenleri de yer yer ters köşe yapıyor. Tek tabanca olarak ilerlemenin epey zor olduğu DayZ, Sovyetler sonrasında bağımsızlığını elde eden fakat bir virüs salgını nedeniyle tekinsiz hâle gelen kurgusal Chernarus Cumhuriyeti’nde geçiyor. Kaynakların son derece kısıtlı olduğu ve oyunda yönetilen karakterin, tüm dinamiklerini dikkatle takip etmenin önem kazandığı yapımda enfekte olmuş insanları öldürmek ya da onlardan kaçmak mümkün. Ancak sizinle aynı kaderi yaşayan ve geniş de olsa aynı haritada bulunduğunuz başka oyuncular olduğu için, onlar da sizin potansiyel bir düşmanınıza dönüşebiliyor. Şayet şanslıysanız ve karşınızdaki oyuncular da anlayışlıysa, bu sıkıntılı süreci iş birliği yaparak atlatmanız olanaklı.

Haritanın büyüklüğünden bahsetmiştik ki 225 km2’lik alan, birçok oyunda karşılaşılamayacak bir genişlik. Araştırılacak ya da saklanacak birçok ev, bina, çiftlik gibi sayısız yer var; fakat haritanın boyutları nedeniyle bir süre sonra kendinizi sürekli bir o yana bir bu yana koşturuyor hâlde bulabilirsiniz. Hele bir de oyuna arkadaşlarınızla birlikte katılacaksanız ve birbirinize uzak yerlerdeyseniz, zaten bulması zor olan yiyecek ve suyu daha fazla tüketmek zorunda kalabilirsiniz.

Böylesi Bir Zorluğa Daha Önce Denk Gelmemiş Olabilirsiniz

DayZ’de de gerçekçilik unsurları ön plana çıkarılarak yapımın ciddiyeti korunurken oyuncuların, oyun süresince soğuk terler dökmesi sağlanıyor. Enfekte olmuş ve zombiye dönüşmüş düşmanlarla mücadele etmek bir yere kadar kolay olabiliyor; ancak nereden geldiği belli olmayan kurşunlara hedef olmak bayağı sorun yaşatabiliyor. Zira, oyunda karakteriniz yaralandığında bandajınız varsa, işler nispeten iyi sayılabilir; fakat sağlık ekipmanlarına sahip değilseniz, karakteriniz bir süre sonra görme yetisini kaybetmeye başlıyor. Gerçekçiliği gıda malzemelerine de yansıtan oyunda, temiz olmayan su ve bozulmuş yiyecek tüketildiği zaman karakter dizanteri, kolera gibi hastalıklara yakalanabiliyor. Öldükten sonra tamamen sıfırdan başlanması gereken bir oyun için yeterince acımasız özellikler bunlar. Tabii gerçekçiliği artıran ayrıntılar bunlarla da sınırlı kalmıyor. Şayet sağlıklı ama size düşman bir insanla çatışmaya girer ve onu, ekipmanlarını taşıdığı yerlerden vurursanız, ilgili ekipmanlar kurşunların etkisiyle zarar göreceği için kullanılamaz hâle gelebiliyor.

Zor oyunlara ve özellikle hayatta kalma/korku türüne meraklı oyuncuların hatalarına ve eksiklerine rağmen yıllardır vazgeçemedikleri DayZ, arkadaşlarla birlikte oynanabilecek, bir yandan sohbet, diğer yandan strateji geliştirilebilecek bir yapım. Sesli ve yazılı iletişime müsait olan oyun, aynı türün yeni temsilcilerinin getirdiği farklılıkları da bünyesine katmayı sürdürüyor.

Zamana meydan okuyan grafikleri, kimi zaman tebessüm ettiren kimi zamansa tat kaçıran bug’ları ve türün, temel dinamiklerini belirleyen özellikleriyle kendi alanında bir külte dönüşen DayZ, 2020’li yıllarda da adından sıkça söz ettireceğe benziyor.