SSD Nedir? SSD Ne İşe Yarar ve Avantajları Nelerdir?
Belki çok klişe olacak ama teknoloji gerçekten çok hızlı bir şekilde kabuk değiştiriyor ve günlük hayatımıza kısa sürede dâhil oluyor. Bu gelişimlerin en önemlisi şüphesiz bilgisayar cephesinde görülüyor. Yalnızca monitör, bellek, ekran kartı gibi temel donanımlar değil, veri depolama birimlerinde de ciddi değişimler, dönüşümler yaşanıyor. Kökleri 1990’lı yıllara kadar uzansa da fiyatlarının azalıp evlerimize girişinin üstünden 10 yıl civarı zaman geçen SSD’ler de teknolojinin baş döndüren hızının bizlere kazandırdığı değerlerden biri. Peki, adını sıklıkla duyduğunuz bu donanım birimini ne kadar tanıyorsunuz? Gelin, SSD’nin ne olduğuna, ne işe yaradığına ve kullanıcılara sağladığı avantajlara birlikte göz atalım.
Hareketli Parça İçermeyen Depolama Birimi
SSD’nin nasıl bir donanım olduğunu izah etmeden önce bu donanımı temsil eden kısaltmanın ne anlama geldiğini açıklayabiliriz. SSD, Solid State Drive – Katı Hâl Sürücü ifadesinin kısaltması olarak yaygın şekilde kullanılıyor. Bilgisayarlarınızda yer alan elektromekanik sabit disklerle aynı veri ve güç bağlantı noktalarını kullanabilen, yine sabit diskler gibi verilerinizi kalıcı şekilde saklamanıza imkân tanıyan SSD’ler, elektromekanik disklerden fiziksel yönleriyle ayrılıyor. Çok katmanlı diskler ve bu diskleri okuyan kafalar içeren sabit disklerden farklı olarak herhangi bir hareketli parça içermeyen katı hâl sürücüler, yeni nesil NAND Flash bellek yongalarıyla donatıldığı için sarsıntı başta olmak üzere hareket içeren durumlardan etkilenmiyor. Bu sayede kasanın çalışır durumdayken devrilmesi ya da taşınabilir bilgisayarla yolculuk yaparken araç hareketinin bilgisayarı olumsuz etkilemesi gibi senaryolar, SSD’leri herhangi bir şekilde bağlamıyor.
Elektronik devre bileşenlerinin yoğunluğu, bu tür depolama birimlerinin düşük güç tüketmesine ve az ısınmasına da zemin hazırlıyor. Yoğun veri akışı gerçekleştireceğiniz mekanik diskler, işlemci ve ekran kartı kadar elektrik sarf etmese de yine de belli bir miktar güç harcıyor. Fakat SSD’lerin elektrik sarfiyatı, dikkate alınmayacak kadar düşük seviyede seyrediyor. Saniyede birkaç bin megabayt veri aktarımı gerçekleştirebilen NVMe M.2 formundaki SSD’ler hariç olmak üzere hemen hemen tüm SSD’ler, ısınma gibi sorunlarla karşılaşmıyor. Bahse konu yüksek hızlı depolama birimleri ise ya kendi üstlerindeki ısı dağıtıcılarla ya da anakartlardaki pasif soğutma elemanlarıyla serinletilebiliyor.
Yüksek Kapasite ve Eşsiz Veri Aktarım Hızı Bir Arada
Bilgisayarınızın temel depolama birimi olarak değerlendirebileceğiniz ya da ikincil sürücü şeklinde atayabileceğiniz SSD’ler, bilgisayarınızın SATA III portlarına, PCIe slotlarına veya M.2 slotlarına takılabiliyor. Tabii hangi SSD’nin, hangi yuva için uygun olduğunu öğrenmeniz ve seçiminizi bu doğrultuda yapmanız gerekiyor. Bu noktada, katı hâl sürücülerin kapasitelerinin hangi düzeyde olduğunu merak edebilirsiniz. Zira bugüne kadar bilgisayarınızın temel depolama birimi olarak kullandığınız elektromekanik disklerinizin kapasitesi 1 TB ve üstü seviyede olabilir. Merak etmeyin, piyasada 1 TB ve üzeri kapasitelerde SSD’ler rahatlıkla bulunabiliyor. İlgili depolama birimlerinin fiyatlarını; hangi formda oldukları (SATA III veya M.2), veri aktarım hızları ve hangi üreticiler tarafından geliştirildikleri belirliyor.
SSD’lerin ne olduğu ve genel olarak ne işe yaradığı hakkında fikir sahibi olduğunuza göre bu depolama birimlerinin getirdikleri avantajlardan bazılarına değinebiliriz. Yazının önceki kısımlarında da belirttiğimiz gibi mekanik bir parça içermeyen SSD’ler, özellikle oyuncu laptop’ı kullanıyorsanız bilgisayarınızın şarja bağlı olmadığı anlarda, bilgisayar bataryasının daha uzun süre doluluğunu korumasına yardım ediyor. Zira bahsettiğimiz gibi enerji tüketim oranları hayli düşük düzeyde ölçülüyor. Sarsıntıdan etkilenmeme ve az sıcaklık üretme gibi meseleler de SSD’lerin cazibesini artırıyor. Ama katı hâl sürücülerin asıl hüneri, veri aktarım (okuma/yazma) tarafında ortaya çıkıyor. En yüksek hızlı elektromekanik diskler, birkaç yüz megabaytlık okuma/yazma hızlarıyla çalışabilirken ve diskin doluluk oranı arttıkça bu hızlar düşerken SSD’ler saniyede 7 terabayt okuma ve 5 terabayt yazma hızlarına ulaşabiliyor. Bu hızlar, PCIe Gen4 destekli yeni modeller sayesinde daha da artabiliyor. Bu da işletim sistemi ve oyunlar başta olmak üzere, elektromekanik disklerde yüklenmesi dakikalar süren uygulamaların birkaç saniyede hazır olması ve devasa dosyaların yine, birkaç saniyede diskten sürücüye aktarılması anlamına geliyor.