Ghost of Tsushima’nın Tarihî ve Kültürel Arka Planı

Monster Notebook  19 Ekim 2024

Oyun

İlk tanıtım videoları yayımlanmaya başladığında, özellikle de Japon Akçaağacı yaprakları (momiji) bir yandan çevrede uçuşup diğer yandan hüzünlü bir halı oluşturduğu sahnede gerçekleştirilen karşılıklı kılıç dövüşü (shobu) sahneleri, herkesin olduğu gibi bizim de zihnimize kazınmıştı. Öncelikli olarak PlayStation platformuna çıkan ve uzun yıllar sonra nihayet PC’yi de ziyaret eden Ghost of Tsushima’nın, öyle sıradan bir aksiyon oyunu olmayacağı, barındırdığı derin ve manalı sahnelerden hemen anlaşılıyordu. Oyunu oynamaya başladığımızdaysa bu derinliğin ve mananın, sandığımızdan daha ötede olduğunu fark etmemiz uzun sürmedi. Dilerseniz gelin bu defa, Ghost of Tsushima’nın tarihi ve kültürel arka planına bir bakış atalım.

Biraz Kurgu ve Bolca Gerçekliğin Harika Neticesi

Az önce de belirttiğimiz gibi Ghost of Tsushima, 2020 yılında çıkış yaptığında deneyimli oyun stüdyosu Sucker Punch Productions tarafından geliştirilen bir açık dünya aksiyon-macera oyunu gibi görünüyordu. Fakat oyunun yaşattığı deneyim, bir aksiyon oyunu olmanın ötesine geçerek oyunculara derin bir tarihsel ve kültürel arka plan sunuyor. Oyun, 1274 yılında Japonya’nın Tsushima Adası’nda geçen ilk Moğol istilasını konu alıyor. Ana karakter Jin Sakai, bu istilaya karşı savaşan bir samuray ve oyunun hikâyesi boyunca hem samuray geleneklerine bağlı kalma hem de hayatta kalmak için farklı yöntemler kullanma arasında bir denge kurmak zorunda kalıyor. Oyuncular, Jin’in gözünden Tsushima’yı savunma mücadelesine tanık olurken Japon kültürünün detaylarını da öğreniyorlar

Japon tarihine ve özellikle de Moğol istilalarına ilgi duyanlar için Ghost of Tsushima, bu olayları modern bir hikâye anlatımıyla yeniden canlandırıyor. Gerçek hayatta, Moğol hükümdarı Kubilay Han, 1266’dan itibaren Japonya’ya diplomatik elçiler göndererek Japonya’yı Moğol İmparatorluğu’na katılmaya davet etti. Fakat Japonya, bu teklifleri reddetti ve nihayetinde Kubilay Han, Tsushima Adası’nı işgal etmek için büyük bir donanma hazırladı. Moğol donanması, 1274’te Tsushima’ya çıkarma yaparak adayı hızla ele geçirdi ve bu saldırı sırasında ada halkı, büyük bir katliamla karşı karşıya kaldı. Oyunda Jin Sakai’nin liderlik ettiği savunma, hayal ürünü olsa da bu tarihsel olayların dramatik bir şekilde yansıtılması, oyuncuların, tarihin karanlık dönemi hakkında fikir sahibi olmalarını mümkün kılıyor.

Ghost of Tsushima, tarihsel olayları yeniden anlatmakla kalmıyor, Japon kültürünün önemli unsurlarını da büyük bir titizlikle işliyor. Örneğin oyunun yapımcılarının, Tsushima Adası’nın coğrafyasını ve tarihini doğru bir şekilde yansıtabilmek için adada saha çalışmaları yaptığını ve adanın doğal yapısını detaylıca incelediklerini biliyoruz. Bu titiz araştırmalar sonucunda oyunda görülen birçok mekân gerçek dünyadaki karşılıklarıyla büyük ölçüde örtüşüyor. Adanın coğrafyası, flora ve faunası, hatta yerel halkın gelenekleri bile oyunda işleniyor. Mesela oyunda yer alan Tsushima’nın doğal manzaraları ve tarihi yapıları, adanın gerçekte nasıl göründüğüne dair bir fikir veriyor. Geliştiricilerin, adadaki Moğol istilasının yıl dönümüne denk gelen bir festivalde de bulunarak adanın tarihi ve kültürel önemini yakından gözlemlediklerini de ekleyelim.

Japon Kültürüne ve Samuray Felsefesine Derin Bir Saygı

Ghost of Tsushima’nın belki de en dikkat çekici yanı, Japon savaş sanatları ve samuray kültürüne olan derin saygısıdır. Jin Sakai’nin kullandığı kılıç teknikleri, samurayların savaş becerilerini ve onur anlayışlarını yansıtıyor. Oyunda, samurayların savaşta uyguladıkları stratejiler ve kullandıkları silahlar, tarihsel gerçekliğe oldukça sadık kalınarak tasarlanmış durumda. Ayrıca oyunda samurayların felsefesi olan “bushidō” yani “savaşçının yolu” da kapsamlı şekilde işleniyor. Bu felsefe, Jin’in karakter gelişiminde merkezî bir rol oynuyor. Jin, esasen onurlu bir samuray olarak yetiştirilmiştir lakin Moğollarla savaşırken hayatta kalabilmek için “hayalet” kimliğine bürünüyor ve geleneksel samuray kurallarını, mecburi olarak çiğnemeye başlıyor. Jin’in yaşadığı bu ikilem ve içsel çatışma, o dönemin Japon toplumunda onur, sadakat ve pragmatizm/yararcılık arasındaki dengeyi de başarılı şekilde yansıtıyor.

Tarihi yönden bakıldığında, Tsushima Adası’nın stratejik konumu da oyunda önemli bir yer tutuyor. Japonya ile Kore arasında bulunan bu ada, Moğolların Japonya’ya ulaşmak için ilk hedefiydi. Tsushima’nın düşmesi, yalnızca ada halkı için değil, tüm Japonya için bir uyanış işareti oldu. Moğol istilalarından sonra Japonya, savunma sistemlerini güçlendirdi ve bilhassa Kyushu Adası’nda büyük taş duvarlar inşa etti. Tüm bu hazırlıklar, Kubilay Han’ın 1281’de Japonya’yı yeniden işgal girişiminde başarısız olmasının başlıca nedenlerinden biri oldu. Bunun yanında Japonya’nın korunmasında büyük rol oynayan “kamikaze” yani “ilahi rüzgar” miti de bu dönemde ortaya çıktı. Moğol donanmasını neredeyse tamamen yok eden bu fırtınalar, Japon halkı tarafından tanrısal bir müdahale olarak görüldü.

Oyun dünyasında benzerine pek de rastlanmayacak derinlikteki bu hikâyeyi, etkileyici görseller eşliğinde deneyimlemek tabii ki çok önemli. Monster tarafından geliştirilen; Abra, Tulpar ve Semruk oyun bilgisayarları, Ghost of Tsushima YÖNETMENİN SÜRÜMÜ’nü kusursuz oynamanızı sağlıyor.

Paylaş: