Assassin’s Creed Serisinin Arkasındaki Yaratıcılar: Ubisoft Montreal

Monster Notebook  16 Mart 2024

Oyun

Kanada’nın Québec eyaletinde bulunan, Fransız ve İngiliz kültürlerinin etkileşimi sayesinde benzersiz bir atmosfere kavuşan Montréal kenti, harikulade bir gastronomi ve sanat sahnesine sahip. Tabii Montréal, yalnızca tadına doyulmaz peynirli bagetleri ve birbirinden başarılı metal müzik gruplarıyla değil Ubisoft Montréal’iyle de ünlü. 1990’ların sonlarında kurulan stüdyo, Assassin’s Creed serisiyle tarihî dönemleri o kadar canlı ve etkileyici şekilde yeniden oluşturuyor ki bugün, Ubisoft’un en büyük gelir kalemlerinden biri, hiç şüphesiz Assassin’s Creed serisi oluyor. Peki, Ubisoft’un “altın yumurtlayan tavuk”una dönüşen bu başarılı seriye hayat veren Ubisoft Montréal’i yakından tanımaya ne dersiniz?

Bir Oyun Devi Doğuyor: Ubisoft Montréal

1997 yılında dünya “Titanic” filmiyle gözyaşlarına, “Yalancı Yalancı” ile kahkahalara boğulurken Montréal’de bir grup yaratıcı zihin, video oyunları dünyasında bir devrimin temellerini atıyordu. Ubisoft, Fransa’nın Montreuil kentindeki başarısını, küresel bir vizyona taşıma kararı aldığında, gözlerini Kanada’nın kültürel zenginliklerle dolu şehri Montréal’e çevirdi. Ubisoft Montreal, bu stratejinin bir parçası olarak Montréal, Québec ve Kanada hükümetlerinin sağladığı teşviklerle, yeni multimedya iş fırsatları yaratma amacıyla kuruldu. Stüdyo ilk etapta daha çok çocuklara hitap eden yapımlara odaklandı fakat zamanla bu odak noktası değişecekti.

Ubisoft Montréal, başlangıçta Ubisoft’un Paris merkezinden gelen 50 çalışanla faaliyete başladı. Bu ekip, hükümet sübvansiyonlarıyla desteklenen yeni yeteneklerce genişletildi. Yannis Mallat’ın liderliğindeki stüdyo, oyun endüstrisindeki yerini sağlamlaştırmak için hızla büyüme yoluna gitti. Stüdyonun ilk büyük başarısı, 2002’de yayımlanan ve bugünün gizlilik-aksiyon oyunlarını bile şekillendiren Tom Clancy’s Splinter Cell ile 2003’te çıkan efsanevi Prince of Persia: The Sands of Time oldu. Bu oyunlar, stüdyonun yeteneklerini ve yaratıcı vizyonunu göstermesini sağladı.

Ubisoft Montréal, bu başarıların ardından, kendi fikrî mülklerini geliştirmeye başladı. Az sonra detaylarını anlatacağımız Assassin’s Creed serisi, stüdyonun bu alandaki en büyük başarısı oldu ve tarihî dönemleri ele alarak oyuncuları zamanda bir yolculuğa çıkardı. Serinin başarısı, Ubisoft Montréal’i dünya çapında tanınan bir stüdyo hâline getirdi ve oyun endüstrisindeki yerini güçlendirdi. Son açıklanan verilere göre 4000’den fazla çalışana sahip stüdyo, bulunduğu kente büyük değer kattı.

Satır Arası: Ubisoft Montreal ve Assassin’s Creed’in Evrimi

Ubisoft Montréal’in yaratıcılık ve inovasyon yolculuğunun zirvesi, hiç şüphe yok ki Assassin’s Creed serisidir. Aslında Prince of Persia serisine bir yan oyun olarak tasarlanan Assassin’s Creed, Ubisoft Montréal’in vizyoner dokunuşlarıyla bağımsız bir kimlik kazandı. Bu dönüşüm, stüdyonun yaratıcılıkta sınır tanımadığının kanıtı oldu.

Assassin’s Creed serisinin ilk oyunu, Prince of Persia’nın temel oyun mekaniklerini geliştirerek gizlilik ve suikast unsurlarını ön plana çıkarmayı hedefliyordu. Ama geliştirme süreci ilerledikçe oyun kendi bağımsız kimliğini kazanmaya başladı. Tarihî dönemleri ve kültürleri detaylı bir şekilde yeniden yaratma konusunda büyük bir başarı gösteren seri, oyuncuları farklı tarihî dönemlere götürerek oyunculara o dönemlerin sosyal ve kültürel yapısını keşfetme fırsatı sundu. Assassin’s Creed serisi, oyun mekanikleri, parkur mekanikleri, açık dünya tasarımı ve grafik motoru konusunda da önemli yenilikler getirdi. Adı daha sonra Anvil olarak değişecek olan Scimitar oyun motoru ve bu motorun iterasyonları, Ubisoft Montréal tarafından geliştirildi.

Ubisoft Montréal’in Geleceği ve Oyun Dünyasına Etkileri

Tom Clancy’s Rainbow Six ve Assassin’s Creed serisini geliştirmeye devam etmekle birlikte, geçmişteki işleri arasında Far Cry, Prince of Persia, Tom Clancy’s Splinter Cell, Watch Dogs gibi seriler de bulunan Ubisoft Montréal’in, Ubisoft’un lokomotifi olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Zira stüdyonun başarıları, buna işaret ediyor. Diğer yandan Ubisoft Montréal, Montréal şehrinin ve genel olarak oyun endüstrisinin kültürel ve teknolojik gelişimine katkıda bulunmaya devam ediyor. Stüdyo, yerel topluluk projeleri ve eğitim programlarıyla genç yeteneklerin gelişimine destek oluyor. Bu, hem Montréal’in hem de genel oyun dünyasının zenginleşmesine katkı sağlıyor.

Teknolojiyi de en iyi şekilde kullanan Ubisoft Montréal, yaratıcılık konusunda sürekli yenilik peşinde koşuyor. Yapay zekâ, sanal gerçeklik ve oyun tasarımı gibi alanlarda devam eden Ar-Ge çalışmaları, stüdyonun gelecekteki oyunlarının daha da etkileyici ve sürükleyici olmasına zemin hazırlıyor. Tüm bu yeniliklerin, oyunların hikâye anlatımı ve görsel kalitesini yeni bir seviyeye taşıması bekleniyor.

Eğer siz de Ubisoft Montréal imzalı oyunları, yüksek çözünürlükte ve ileri grafik detay seviyesinde, akıcı şekilde oynamayı hedefliyorsanız, Monster Notebook tarafından geliştirilen oyun bilgisayarlarından dilediğinizi satın alabilirsiniz.

 

Paylaş: