Geçmişten Günümüze The Crew Serisi

Monster Notebook  25 Mayıs 2023

Oyun

1997 yılında yayımlanan POD adlı fütüristik yarış oyunlarını da hesaba kattığımızda bugüne kadar yarış temalı çok sayıda oyun geliştiren Ubisoft’un yüzünün, birkaç istisnayı saymazsak, bu türde pek yüzünün güldüğünü ifade etmek hatalı olabilir. Potansiyelini, içerdiği bug’lar ve bazı tasarım hataları nedeniyle ortaya çıkaramayan 2014 çıkışlı The Crew ve devamında gelen ikinci oyunun da şirket için çok parlak işler olduğunu söyleyemeyiz. Ancak anlaşılan o ki Ubisoft ve serinin önceki oyunlarını da geliştiren The Ivory Tower’ın projelerindeki yönetmenliği üstlenen Stephane Beley, seri için hâlâ heyecanlı ve bu yıl içinde, serinin üçüncü oyununun gelmesi bekleniyor. Dilerseniz, şeytanın bacağını üçüncü oyunuyla kırmaya niyetli olan The Crew serisinin, geçmişten günümüze doğru ilerleyişine birlikte bakalım ve şimdiye kadar yayımlanan iki temel oyun üzerine fikirlerimizi kısaca aktaralım.

The Crew (2014)

2010’lu yılların başlarında, Forza Horizon 3’ün bile “ufukta” görünmediği, Electronic Arts’ın Need for Speed’inin her sene bazen bir, bazen iki oyunla arzıendam ettiği, bir ortamda Ubisoft, biraz riskli bir karar alarak yeni bir fikrî mülk üzerinde çalışmaya başladı: The Crew. Need for Speed: Porsche Unleashed ve Test Drive Unlimited gibi efsanevi yarış oyunlarından tanıdığımız Eden Games çalışanlarından oluşan The Ivory Tower’ın, birkaç stüdyodan destek alarak üzerinde çalıştığı The Crew, 2014’ün son ayının başlarında oyuncularla buluştu.

Çevrim içi odaklı yapısı, sürmekle bitmeyecek yollar içeren devasa haritasıyla görücüye çıkan The Crew, ABD haritasının, minyatür bir versiyonuna sahipti. Dramatik şekilde başlayan hikâyesiyle oyuncuyu kendine bağlamayı hedefleyen yapım, iş; araba sürüşüne, yapay zekâya ve dolayısıyla yarışlara geldiğinde, biraz çuvallıyordu. Ubisoft’un ellerinden çıkan eskice oyunlardaki sürüş dinamiklerinin yakınından dahi geçmeyen sürüş, kaza yaptırarak geride bıraktığınız rakiplerin “hileli” şekilde size yetişebilmesi, polislerin fizik kurallarına meydan okurcasına her şartta kuyruğunuza takılabilmesi, oyunun ilk döneminde apar topar yamalanan bug’lar gibi nice tatsızlık, The Crew’a eksi puan kazandırıyordu. Dahası, şehirlerin beklenenin aksine yaşadığını hissettirememesi, aracıyla yarış dışında şehirde vakit geçirmek isteyenleri epey üzüyordu. Netice itibarıyla potansiyeli tam anlamıyla heba edilen The Crew, ortalamanın biraz üstündeki puanlarla oyun tarihindeki yerini aldı.

The Crew 2 (2016)

İlk oyundan farklı olarak dramatik hikâyeyi geride bırakıp ikinci oyunla seriyi yeniden başlatmayı amaçladığını üstü kapalı şekilde gösteren Ubisoft, oyuncu özgürlüğünün merkezde olduğu The Crew 2 ile ilk oyunla kırılan gönülleri almayı hedefliyordu âdeta. Yalnızca otomobillerin değil; uçakların, motosikletlerin ve yarış teknelerinin de kullanılabildiği ikinci oyun, ilk oyunla eleştirilen pek çok noktayı düzeltmekle kalmayıp daha sürükleyici ve eğlenceli bir oynanış sunuyordu. Ne var ki Ubisoft’un ABD haritasını küçülterek oyuna aktarma inadı, bu oyunda da devam ediyordu. Bu da özellikle şehirde geçirilen dakikaların, saatlerin, biraz tatsız olmasına neden oluyordu. Zira adı artık, Ubisoft Ivory Tower olan geliştirici ekip, doğal yaşamın hâkim olduğu harita bölümlerini başarıyla tasarlarken şehir dizaynı konusunda bekleneni veremiyordu.

Önceki oyunu oynayan oyuncuların geri bildirimlerini gerçekten dikkate alınarak geliştirilen The Crew 2, yarışseverlerin ilgisine mazhar oldu ama kendisinden yalnızca üç ay sonra yayımlanan Forza Horizon 3, “oyunu” baştan aşağı değiştirdi.

Şimdi sırada The Crew Motorfest var. Canavar gibi oyuncuların, canavar gibi oyun bilgisayarları ile akıcı şekilde oynayabilecekleri yapım için geri sayım devam ediyor.

Paylaş: