Zarlarınız ve Kartlarınız Hazırsa Lost in Random’da Aksiyona Doyacaksınız!
Kendi mutfağında pişirdiği oyunlar, yer yer tekdüzeleşse de EA Originals kataloğuna dâhil ettiği bağımsız yapımlarla daima yüzümüzü güldüren Electronic Arts; Unravel serisi, Sea of Solitude ve It Takes Two gibi harika oyunlardan sonra bu defa Lost in Random ile karşımıza çıkıyor. Daha önce de Monster Blog sayfalarında başarılarına değindiğimiz, İsveç oyun endüstrisinin içinde yer alan Zoink’in geliştirdiği Lost in Random, 2021’in dikkate değer oyunlarından biri. Alışageldiğimiz oyun formüllerini elinin tersiyle iten ve genel hatlarıyla oyuncuyu kutunun dışında düşünmeye sevk eden yapım, bakalım nasıl?
Lost in Random, Kaderin Hileli Zarla Belirlenmesiyle Başlıyor
Üçüncü şahıs kamera açılı, aksiyon macera türündeki Lost in Random, çeşitli kelime oyunlarıyla yapılandırılmış bir dünyaya ve karakterlere sahip. Kingdom of Random (Rastgele Krallığı) maceramızın yaşandığı yer ve Tim Schafer/Tim Burton ortaklığından ortaya çıkmış gibi duran kurgusal bu dünyada kraliçe, 12 yaşına gelen çocuklara zar attırarak onların kaderini belirliyor. Atılan zarla gelen sayı ne kadar büyük olursa, çocuğun kaderi o kadar iyi oluyor. Hatta zarla 6’yı tutturan çocuklar, doğrudan kraliçenin yanına alınıyor. Zarda 1’i yakalayanlar ise altı katmanlı Random dünyasının en alt tabakasında kötü bir hayat sürmek zorunda kalıyor. İki kız kardeş Odd ve Even’ın (tek ve çift) yolları da tam bu noktada ayrılıyor. Zira Odd, 12 yaşına basıyor ve Random Kraliçesi, Odd’un zar atmasını istiyor. Attığı zar önce 1 gelen Odd, zarın hileli şekilde hareket ettirilip 6’ya gelmesiyle kraliçe tarafından alınıyor ve altıncı katmandaki krallığa götürülüyor. Bu, normalde en alt katmanda yaşayan Even ve ailesi tarafından memnuniyetle karşılanması gereken bir durum ancak kraliçenin kötülüğüyle nam salmış olması, Odd’un kaderinin o kadar da iyi olmayacağını gösteriyor. Böylece Even’ın kız kardeşini bulma macerası da başlıyor.
Yolculuğu esnasında kendi başına hareket edebilen Dicey adlı bir zarla karşılaşan Even, yoldaşı olacak bu zarla önüne çıkan düşmanları alt edebiliyor. Ancak düşmanlarla karşılaşma safhası, bilindik aksiyon macera oyunlarının formüllerinden epey ayrılıyor. Oyunda ilerleme kaydettikçe kartlar topluyor, satıcıdan satın alabiliyor, yoldaşınız olan Dicey’yi atıp gelen sayı kadar mana ile kartlarınızdan uygun olanları seçerek düşmanlarınızla mücadele etmeniz gerekiyor. Hazırlayacağınız destedeki kartların özellikleri, karşılaşma sürecini doğrudan belirliyor. Örneğin seçtiğiniz kart, Even’a belirli bir süre kullanılabilen güçlü bir kılıç da verebiliyor, düşmanlara atabileceği bomba da. Dicey’yi harekete geçirebilmek için kartları etkinleştirecek kristallere ihtiyacınız var. Bu kristaller, düşmanlara sapanınızla saldırarak düşüyor. Kristalleri topladıkça kartları yeniden kullanabilmek üzere Dicey’yi atabiliyorsunuz ve düşman karşılaşmaları bu sayede tamamlanabiliyor. Tabii oyun boyunca mob’lar kadar boss’larla da kapışmanız gerektiğini belirtelim.
Aksayan Yönlerine Rağmen Sunum ve Anlatım Çok İyi
Yalnızca oyunun temel mekaniklerini anlatmak bile bu kadar uzun sürüyor -oynadıkça keşfedeceğiniz daha nice ayrıntı var elbette- ama yaratıcılıkta gerçekten çığır açmış olan geliştirici Zoink’in başarısı, yalnızca oyun mekanikleri ile bitmiyor. Psychonauts 2 oyunu ve “Ölü Gelin” animasyon filminin birleşimi gibi görünen, özenle tasarlanmış bir dünyaya sahip Lost in Random’da çevre tasarımından karakterlere kadar her şey gayet ilgi çekici görünüyor. Oyunun, grafik ayarı tarafında pek bir seçeneğinin bulunmaması, geliştirici ekibin, oyunun grafik ayarlarını kısarak animasyon filmi etkisinin azaltılmasının önüne geçtiği izlenimini veriyor. Zaten Unity oyun motoruyla geliştirilen ve orta karar ekran kartlarıyla akıcı çalışan Lost in Random’da pek bir ayar yapmanıza da gerek olmuyor.
Karanlık bir masaldan fırlamış gibi duran dünyasının yanında, olan biteni size daha ayrıntılı anlatan “anlatıcı” dış ses sayesinde daha bir modern masala dönüşen Lost in Random’ın ses tasarımı son derece başarılı. Ses efektlerinin, konuşmaların ve diğer işitsel unsurların sahneye göre pozisyonel olarak değişmesi, bu karanlık masala kendinizi kaptırabilmenize katkı sağlıyor. Ancak oyunun muhtemelen düşük bütçe ile hazırlanmış olmasından ötürü konuşmalarda, karakterlerin dudakları ile kelimeler hiç örtüşmüyor. Geliştirici ekip, karakterlerin ağızlarının sadece oynamasını sağlamış maalesef. Ağızların, diyaloglarla senkron gitmemesi bir yana bazen konuşma bile yokken oynayan ağızlar, yapımın sürükleyiciliğine biraz gölge düşürüyor.
Eksik yanlarına karşın son yıllarda çıkan en sıra dışı ve beynimizde yeni dendritler oluşturabilecek kadar büyük yenilikler içeren Lost in Random, yepyeni fikirler barındıran oyunlara meraklı olanların mutlak surette göz atması gereken yapımlardan. Eğer oyun ilginizi çektiyse, Lost in Random’ın Game Pass’te sizi beklediğini ifade edelim.