Monster Hunter Rise Nihayet PC’de!

Monster Notebook  13 Haziran 2022

Oyun

2018 yılı, PC oyuncuları için bir dönüm noktasıydı. Çünkü 2004 yılından bu yana özellikle Nintendo ağırlıklı oyun konsollarında yayınlanan Monster Hunter serisinin, o dönem için son oyunu Monster Hunter: World, PC’ye nihayet çıkmıştı. Devasa haritalar arasında gerçek bir canavar avcısı gibi hareket edip türlü türlü maceraya atılmamızı sağlayan Monster Hunter: World sonrasında yayınlanan geniş kapsamlı hikâye temelli eklenti paketi Iceborne ise hâlihazırda yüzlerce saatini ana oyuna gömen oyuncuların, yine yüzlerce saatini bu defa bahse konu eklenti için feda etmesini sağladı. Geçen yılın başlarında Nintendo Switch platformunda yayınlanan, serinin numaralandırılmamasına rağmen altıncı ana oyunu olan Monster Hunter Rise ise birkaç ay önce PC oyuncularıyla buluştu. Peki, yeni oyun bizlere neler sunuyor? Gelin kısaca değerlendirelim.

Orada Bir Köy Var Uzakta. O Köy, Kamura Köyüdür

Diğer Monster Hunter oyunlarında olduğu gibi karakter yaratma ekranının ardından oyuna hemen başlıyoruz. Yapımın ilk birkaç dakikası, kapsamlı öğretici ekranlarıyla devam etse de eğer bu seriye yabancıysanız, tüm öğreticileri dikkatle takip etmenizi öneririz. Bizi karşılayan ikiz kız kardeşler Hinoa ve Minoto ile sohbet ettikten sonra hikâyenin asıl can alıcı kısmı ortaya çıkmaya başlıyor. Tepeden tırnağa geleneksel Japon unsurlarıyla donatılmış Kamura köyünün lideri konumundaki Fugen, yarım asır önce yaşanan Rampage felaketinin yeniden tekrar etmemesi için muhtemel saldırılara karşı bizden yardım istiyor. Tabii bir çeşit “foreshadowing” olan bu sahnelerin ardından beklenen kötülük çok geçmeden kapıyı çalıyor ve henüz oyunun başlarında, ciddi canavar karşılaşmalarına adım atıyoruz.

Oyunda dikkatimizi çeken noktalardan ilki, yükleme ekranlarına elveda diyen Monster Hunter: World’ün aksine, Rise’da, önemli mesafeler katetmesek de araya giren kısa yükleme ekranları oluyor. Yükleme ekransız oyun deneyimine alıştıktan sonra eskiye dönmek, biraz keyif kaçırıyor. Ancak oyunun aslında, donanım bakımından daha zayıf olan Nintendo Switch için geliştirildiği ve oyun motoru olarak da ilk defa RE Engine kullanıldığını göz önüne aldığımızda, bunu negatif hanesine yazamıyoruz. Serinin alametifarikası olan canavarlarla mücadele ettiğimiz sofistike sahalar, önceki oyuna nazaran daha az ve derinlik bakımından daha zayıf. Ayrıca canavarları bulma konusuna saatlerinizi vermekten hoşlanıyorsanız, artık hangi canavarın nerede olduğunu, harita üzerinden takip ederek görmeniz mümkün oluyor. Bu da kendinizi gerçek bir canavar avcısı rolüne büründürmeniz konusunda canınızı sıkabilir.

Wirebug Sayesinde Aşamadığımız Engel Yok

Monster Hunter: World’e kıyasla daha akıcı bir oynanış sunan Rise, zengin silah çeşitliliğiyle canavarlara dilediğimiz gibi kombolar uygulayıp onları yakın veya uzak mesafeden ebediyete uğurlamamıza yardım ediyor. Ancak oyunda en büyük yenilik, Wirebug adlı kanca mekanizması. Önceki oyunda yolumuzu bulabilmek adına doğru patikayı seçme gibi zorlukları ortadan kaldırıp irili ufaklı tepeleri rahatlıkla aşabilmemizi ve istediğimiz yere özgürce gidebilmemizi mümkün kılan Wirebug, yalnızca seyahatlerde değil aynı zamanda savaş sekanslarında da canavarlara karşı avantajlı hâle gelmemizi sağlıyor. Bu noktada geliştirici ekip, Wirebug’ın, oyunu kolaylaştıran bir “bug”a dönüşmemesi için bu ekipmana bir kullanım sınırı ve cooldown süresi eklemiş.

Nintendo Switch ile kıyasladığımızda doku kalitesi bakımından büyük farklar bulunmayan ancak çözünürlük konusunda PC’nin üstünlüğü sayesinde çok daha detaylı ve net görünen Monster Hunter Rise, optimizasyon tarafında, can verdiği başka oyunlarda da kendini kanıtlayan RE Engine’ın sistemleri pek yormayan yapısıyla yüksek çözünürlükte bile akıcı şekilde deneyimlenebiliyor. Şimdiye kadar Monster Hunter oyunlarıyla tanışmamış olan oyun tutkunları için biçilmiş kaftan konumundaki yapımı bu türe ve seriye meraklıysanız, kesinlikle tavsiye ederiz.

Paylaş: