The Elder Scrolls IV: Oblivion Oyun İncelemesi

Skyrim’den önce o vardı, hatta öyle güçlü bir oyundu ki İmparator Uriel Septim VII’yi seslendiren aktör, ünlü Hollywood yıldızı Patrick Stewart’tı. Dahası, bugün çoğu zaman şikâyet ettiğimiz mikro ödemelerin ve DLC’lerin de başlangıcı, yine bu oyun sayesinde (Horse Armor DLC) oldu. Hangi oyundan söz ettiğimizi biliyorsunuz; Bethesda Game Studios’un, “Geçmişten Günümüze The Elder Scrolls Serisi” yazımızda da kendisine yer verdiğimiz The Elder Scrolls IV: Oblivion. 2006 yılında Bethesda Game Studios tarafından geliştirilen ve oyun dünyasında devrim niteliğindeki yenilikleriyle dikkat çeken The Elder Scrolls IV: Oblivion, rol yapma oyunlarının tarihine damga vuran bir yapım olarak kabul ediliyor. Çıktığı dönemin ötesinde, HDR destekli grafik özellikleri, detaylarla bezeli açık dünyası ve unutulmaz hikâyesiyle oyuncuları büyüleyen oyun, bugün hâlâ klasikler arasındaki yerini koruyor. Gelin, biraz geçmişe yolculuk yapalım ve Elder Scrolls Oblivion inceleme yazısıyla oyundan söz etmeye başlayalım.
“Diyar Diyar Tamriel”in Bu Bölümündeki Durağımız Cyrodiil
Serinin üçüncü oyununda Morrowind’e yolumuz düşmüştü ve bu defa Oblivion, Tamriel kıtasının kalbi olan Cyrodiil bölgesinde geçiyor. Geniş çayırlar, sık ormanlar, sırlarla dolup taşan zindanlar ve oldukça çeşitli yerleşimler, oyun için gerekli atmosferi fazlasıyla sunuyor. Oyunda sizi baştan sona etkileyen bir detay seviyesi bulunuyor: Her köşe başında hikâyesini anlatacak bir NPC ya da yeni bir keşfedilecek alan var. Cyrodiil’in dönemine göre devasa haritası, oyuncuları saatler boyunca bu dünyayı keşfetmeye davet ediyor. Oyunun çevre tasarımı, sadece büyüklük değil, aynı zamanda farklı bölgelerdeki biyomlar ve mimari üzerinden de takdir ediliyor. Başkent Imperial City’nin devasa yapılarından Bravil’in sade tasarımlı sokaklarına kadar her detay, oyuna zenginlik katan büyük bir emek barındırıyor.
Hikâyenin Derinliği ve Senaryonun Yapısı, Oyuncuyu Ekrana Çiviliyor
The Elder Scrolls IV: Oblivion’da ana hikâye, oyuncuyu daha ilk dakikalardan itibaren büyülüyor. İmparator Uriel Septim VII’nin suikastıyla başlayan olaylar dizisi, oyuncunun Tamriel’in kurtuluşu için anahtar bir karakter olmasına neden oluyor. Daedric Prens Mehrunes Dagon’un ordularını durdurmak, kapanışı gereken Oblivion Kapılarıyla mücadele etmek, hikâyenin kilit unsurlarını oluşturuyor. Oyunun hikâye örgüsü epik çatışmalar kadar insanı derinden etkileyen dramatik anları da beraberinde getiriyor. Zindandan özgürlüğe doğru uzanan yolculukta oyuncuların tamamen hikâyeye odaklanması zorunlu değil. Yüzlerce yan görev ve özgün öyküler sunan yapımda, her bir görev yeni bilgiler, karakterler ve Tamriel dünyasını daha da derinleştiren ögeler sağlıyor. Soyluların taht oyunlarından, tapınak tarikatlarına kadar her köşe, detaylı bir anlatıma sahip.
Bu noktada belirtmeden geçmememiz gerekiyor, Oblivion, yaşayan bir ekosistemin parçası olan NPC’ler, Radiant AI yapay zekâ sistemiyle çalışıyor. Sistem sayesinde NPC’ler kendi rutinlerine ve hikâyeleriyle varlıklarını sürdürebiliyorlar; bazen birbirleriyle iletişime geçip bazen küçük çatışmalar yaşayabiliyorlar. Dolayısıyla oyuncunun dünyayla olan etkileşimi, yapay zekâ sistemi sayesinde daha gerçekçi bir hâle geliyor.
Karakter Yaratma ve Derinlemesine Özelleştirme
Oyunun, 2006 yılına göre değerlendirdiğimizde takdire şayan yönlerinden biri, oyunculara sunduğu özelleştirme olanakları oluyor. Oblivion, size Tamriel’deki yolculuğunuz boyunca şekillendirebileceğiniz tamamen özgün bir karakter yaratma şansı tanıyor. Irk, sınıf ve yeteneklerinizi belirlerken oyundaki oynanış tarzınıza en uygun kombinasyonu bulmanıza izin veriliyor. Gizlilik odaklı bir suikastçıdan büyülü sırlara hâkim bir büyücüye kadar seçenekleriniz sonsuz. Yetenek sistemi, klasik rol yapma köklerine sadık bir biçimde geliştirilmiş durumda ve oyuncular, yeteneklerini kullandıkça bu yeteneklerin seviyesini artırabiliyorlar. Aktif ilerleme odaklı sistem, doğal bir oynanış deneyimi sunarak oyuncuları hikâyenin ve oyun dünyasının derinliklerine çekiyor.
Yazının sonlarına gelirken artık TES serisinin bir klasiği hâline gelen tema müziklerinden ve yapıma özgü orijinal müzik eserlerinden de söz etmemiz lazım. Skyrim’de de harikulade bir iş çıkaran Jeremy Soule tarafından bestelenen unutulmaz müzikler, oyuncuları hem rahatlatıyor hem de heyecan dolu anlarda gerilimi artırıyor. Tahmin edeceğiniz üzere çevresel ses efektleri ve arka plan müzikleri, oyunun atmosferinin kilit bir parçası oluyor ve oyunda dair anılarımızın güçlü kalmasında da önemli rol oynuyor.
Eğer Skyrim’i oynadıysanız ve beğendiyseniz, Skyrim’den daha Elder Scrolls olan Oblivion’ı da deneyimlemelisiniz. Bugünün “canavar” gibi oyun bilgisayarlarında son derece akıcı oynayabileceğiniz oyunu, Monster imzalı laptop oyun bilgisayarı modelleriyle tecrübe etmeye ne dersiniz?
The Elder Scrolls IV: Oblivion Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
The Elder Scrolls IV: Oblivion hangi yılda piyasaya sürüldü?
The Elder Scrolls IV: Oblivion, 20 Mart 2006 tarihinde piyasaya sürüldü. Bethesda Game Studios tarafından geliştirilen oyun, Xbox 360, PC ve daha sonra PlayStation 3 için yayınlandı. Çıktığı dönemde grafik, oynanış ve yapay zekâ sistemleriyle devrim yarattı.
Oyunun hikâyesi hangi bölgede geçiyor?
Oblivion’un hikâyesi, Tamriel kıtasının kalbi olan Cyrodiil bölgesinde geçiyor. Başkent Imperial City’yi ve çevresindeki çeşitli şehirleri içeren bu bölge; ormanlar, dağlar, bataklıklar ve zindanlarla dolu geniş, keşfe açık bir açık dünyaya ev sahipliği yapar.
Oblivion ile Skyrim arasındaki temel farklar nelerdir?
Oblivion, Radiant AI ve sınıf sistemi gibi geleneksel RPG ögelerine dayanırken, Skyrim daha akıcı dövüş, gelişmiş grafikler ve açık yetenek sistemi sunar. Skyrim daha sinematik ve yönlendirilmişken, Oblivion görev çeşitliliği ve daha derin rol yapma seçenekleriyle öne çıkar.