The Lord of The Rings: Gollum İnceleme

Monster Notebook  4 Eylül 2023

Oyun

Peter Jackson’ın beyaz perdeye uyarladığı J.R.R. Tolkien’in eserler bütünü Yüzüklerin Efendisi, hikâyenin seyrini belirleyen önemli karakterler bulunduruyordu ve bunlardan biri, hiç kuşkusuz Sméagol/Gollum’du. “Tek Yüzük”ün etkisine girerek gerçekten bir çılgına dönen ve yüzüğün gücüne bağımlı olarak yaşayan, Sméagol/Gollum, esasen bir Hobbit’ti. Ancak zamanla tam bir başkalaşım geçirerek çift karakterli bir ucube hâline gelen karakter, gücün, bireyi ne kadar yozlaştırabileceğinin de bir temsiliydi âdeta.

Ne var ki kitap/film serisinde bu kadar önemli olan Sméagol/Gollum, pek de kimsenin yerinde olmak istemeyeceği, genellikle acınası gözlerle bakılan bir kişilikti. “Kimsenin yerinde olmak istemeyeceği,” ifadesini bilinçli olarak kullanıyoruz zira bugüne kadar yapılan nice Yüzüklerin Efendisi temalı oyunda, Elf’lerden cücelere kadar birçok karakterin yerine geçip onları yönetme imkânımız oldu ama aklımıza “Yahu, keşke bir de Gollum olsaydım,” dediğimiz olmadı, geniş oyuncu kitlelerinden de bu yönde bir talep görülmedi, duyulmadı. Ama nedense, daha çok yayımcılık yapan ve “Deponia” serisini saymazsak o kadar da ses getiren oyunlar geliştirmeyen Almanya merkezli Daedalic Entertainment, başrolünde Sméagol/Gollum karakterinin bulunduğu bir oyuna, The Lord of the Rings: Gollum’a imza attı. Aslında burada bir yanlış yok; oyun stüdyoları, zihinlerindeki fikirleri dijital dünyaya başarılı şekilde aktardıkları sürece bunu olumlu karşılayabiliriz ve takdir ederiz fakat önümüzde “oyun” olarak konulan dijital içeriğin, belli bir kaliteyi aşamaması, 2023’ün sonlarına hızla yaklaştığımız şu günlerde, pek de kabul edilebilecek bir durum değil. Konuya bu şekilde devam etmemizden ve oyunun, Metacritic gibi platformlardaki puanlarından anlayacağınız üzere, TLotR: Gollum, harikulade bir oyun değil. Ama üzerine konuşmamızda yarar var.

Cirith Ungol’da Sıradan Bir Gün: Sineği Kovala, Kuşu Yakala

Üçüncü şahıs perspektifinden Sméagol/Gollum karakterini yönettiğimiz yapım, Üçüncü Cağ’ın 3012 yılında, Cirith Ungol dağlarında başlıyor. Yağmurlu ve son derece kasvetli bir gecenin karanlığında karşılaştığımız karakter, filmlerden aşina olduğumuz tarzda hareket ediyor ve tepkileri de çift karakterliliğiyle uyum yakalıyor. Ancak çok geçmeden şunu anlıyoruz, oyunun inşası, 2020’li yılların oyun anlayışıyla pek de uyuşmuyor. Sméagol/Gollum’un eğitim sürecinde yaptıklarımız, oyundan kaynaklı hataları da değerlendirdiğimizde yaklaşık yarım saat sürüyor ki hayatında daha önce üçüncü şahıs kamerasıyla bir aksiyon macera oyunu oynamış birinin, bu tip zoraki eğitim sürecini atlamasına müsaade edilmeliydi. Nihai hedefi doğrultusunda kendisine bir rota belirleyen karakterin, oyun içinde ne tür görevlere “maruz” kalmamıza neden olduğunu tahmin edebileceğinizi düşünüyoruz. İpucu vermemiz gerekirse sinek kovalamak, kuş yakalamak başlangıçta karşılaşabileceğiniz “görev”lerden bazıları ve açıkçası yalnızca bunlar bile oyunu oynarken kendimizi sorgulamamıza neden oluyor. Ork’lar ise başlıca düşmanlarımız ve onlarla da imkânlarımız çerçevesinde mücadele edip genellikle onlardan kaçarak rotamıza doğru ilerlememiz gerekiyor.

Konu mücadeleden açılmışken, Sméagol/Gollum karakterinin atına binip zırhlarını kuşanıp Ork’larla kıran kırana bir savaşa gireceğini düşünmeyin, zaten o, öyle bir karakter değil. Daha pasif saldırı yöntemleri var ve genellikle Ork’ların dikkatini dağıtıp onları farklı bir yere yönlendirerek gideceği yere gizlice varması gerekiyor. Gizlilik konusunda aklınıza yine değişik bir varlık olan goblini kontrol ettiğimiz Styx serisi gelebilir fakat o serinin, anlatı ve işleniş kalitesi bakımından TLotR: Gollum’dan fersah fersah ötede olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

20 Yıl Önce Çıksaydı, Şansı Biraz Daha Yüksek Olabilirdi

Oynanış mekaniklerinden çizgiselliğine, grafiklerinden kendini tekrar eden yapısına kadar birçok yönüyle 2000’li yılların oyunlarını andıran TLotR: Gollum, çoğu zaman can sıkıcı, yer yer gülünç bölüm tasarımları ve görevlerle bizleri ekran karşısında tutmaya çalışsa da bunda pek başarı elde edemiyor. Bu konuda, bölüm tasarımı ve görevlere elinden gelen tüm yardımı gösteren, yazılımsal hatalar/bug’lar oluyor. Çökmelere ve oyuncuya zaman kaybı yaşatan tekrar oynama döngülerine vesile olan yazılımsal hatalar, teşbihte hata olmaz, bir klasik müzik dinleyicisine zorla Ulver adlı metal grubunun “Nattens Madrigal” albümünü dinletmek ne kadar acı veriyorsa, işte bu oyun da bug’ları nedeniyle o kadar acı verici hâle geliyor.

Aslında oyun geliştirme tecrübesi bulunan ve şimdiye kadar bu kadar hatalı bir oyun çıkardığını anımsamadığımız Daedalic’i, yayımcı konumundaki Nacon’un zaman konusunda kendilerini sıkıştırdığı haberlerini alıyoruz. Bunun sonucunda hatalarından arındırılamamış, yeterince cilalanamamış bir Gollum oyunu oynamak zorunda kalıyoruz. Yine de asıl suçlunun, böylesi büyük bir marka için oyun hazırlarken zamanın ruhunu yakalayamayan, köhnemiş oyun mekanik/dinamiklerini önümüze koyup bir de projenin altında ezim ezim ezilen Daedalic’in olduğunu düşünüyoruz. Kendileri de bu suçlarının farkında olduklarından olacaklar ki bundan sonra başka bir LotR oyunu yapmayacaklarını ve oyun geliştirmeyeceklerini ilan ettiler.

Peki, oyunun başarılı sayılabilecek hiç mi bir yanı yok; tabii ki var. Yapımın müzikleri, belki Howard Shore imzalı LotR ve Hobbit film serileriyle yarışabilecek düzeyde değil ama Jun Broome imzalı eserler, yapımın o bayat ve ucuz havasını, bir anda Yüzüklerin Efendisi atmosferine sokuveriyor. Sméagol/Gollum karakterini seslendiren Wayne Forrester, belki bir Andy Serkis olamamış ama seslendirme konusunu iyi kotarmış diyebiliriz. Forrester’ın, Elden Ring’de, Godskin Noble’lara da ses verdiğini anımsatalım. Oyunun bir diğer iyi yanı ise serinin kitaplarına hâkim olmayanlar için güzel sayılabilecek bir hikâye içermesi ve bu süreçte, Sméagol ve Gollum arasındaki çatışmaların, diyaloglar yoluyla etkileyici biçimde oyuncuya yansıtılabilmesi. Ama ne var ki oyunun bunca aksayan/dökülen yanı nedeniyle yapımın iyi yönleri bile araya kaynayabiliyor.

Bu yazının hazırlandığı dönem itibarıyla Steam üzerinden 595 liralık etiketle satışta bulunan oyunu, %90 indirime girmediği takdirde almanızı önermiyoruz. Sıkı bir LotR fanı olsanız da böylesi bir garabetle tanışmanız, sizin için iyi bir tecrübe olmayabilir.

Paylaş: