Grafikleriyle Göz Kamaştıran A Plague Tale: Requiem’e Hazır Mısınız?

Monster Notebook  20 Nisan 2022

Oyun

Kara veba ile kasıp kavrulan 14. yüzyıl Avrupa’sı, sinema filmlerinden müzik eserlerine kadar birçok sanat dalına ilham kaynağı oluyor. Bu ilhamın, video oyunu cephesindeki en güçlü iz düşümü ise şüphesiz, 1348 yılı Fransa’sına bizleri götüren A Plague Tale: Innocence idi. Art arda yaşadıkları acılar yetmezmiş gibi bir de engizisyon tarafından köşe bucak aranan Amicia ile Hugo’yu merkeze alan yapım, başarılı oyun stüdyosu Asobo’nun ustalık dönemi eserlerindendi. Çıktığı yıl olan 2019’da ve 2020’de sayısız ödüle aday gösterilen, hatırı sayılır bir miktarda ödülü de Asobo Studios’un evine götürebilmesini sağlayan A Plague Tale: Innocence, dikkatli bir oynanışla ortalama sekiz saatte tamamlanan, sürükleyici bir hikâyeye sahipti. Ancak oyun, bitişiyle hikâyesini noktalamıyor, abla kardeşin zorlu ve tehlikeli bir başka maceraya yelken açacağının sinyallerini veriyordu. Takvimler 13 Haziran 2021’i gösterdiğinde, ilk oyunun doğrudan devamı niteliğindeki A Plague Tale: Requiem’in duyurusu yapıldı. Peki, yeni yapımda bizleri neler bekliyor?

Başlıca Düşmanlar Yine Fareler ve İnsanlar

Aksiyon dozu kararında olan ilk A Plague Tale’de, kontrolümüzdeki ana karakter Amicia, kardeşi Hugo ile birlikte bir yandan geceleri veya karanlık yerlerdeyken farelerden kaçmak zorunda kalıyordu. Zira tam anlamıyla sürü hâlinde dolaşan fareler; karakterimizin elinde meşale, ortamı aydınlatacak çeşitli objeler veya fare sürülerini yönlendirmeye yarayacak simya temelli malzemeleri yoksa saldırıya geçip oyunun sonlanmasına neden oluyordu. Karakterlerimizin başına bela olan fare düşmanlar yetmezmiş gibi bir de kendilerinden saklanmak/kaçmak zorunda olduğumuz muhafızlar ve engizisyon askerleri vardı. Askerlere karşı, farelerle yaptığı mücadelesindeki kadar cesur davranamayan Amicia, kullandığı sapanla askerleri yanlış yönlendirerek kendilerinden uzak durmalarını veya yine sapanı aracılığıyla onlara saldırıp bir iki atışta ölmelerini sağlayabiliyordu. Tabii askerleri öldürmesi, Amicia’yı Hugo karşısında kötü bir konuma düşürüyordu.

A Plague Tale: Requiem’de fare sürüleriyle savaşımız kaldığı yerden sürüyor. Mücadelede Amicia, eski yöntemlerle elinden geleni yaparken yanımızda bulunan Hugo da kendi hünerleriyle fareleri manipüle ediyor. İlk oyunun sonlarına doğru açık edilen Hugo’ya özel yeteneklerin yeni oyunda nasıl şekilleneceğini şimdilik kestiremesek de zorlu anlarda Hugo’nun, ablası Amicia’ya ve kendilerine bu zorlu yolculuklarında destek olan insanlara yardım eli uzatacağı kesin. Requiem’deki en önemli yenilik, önceki oyunda düşmanlarından korkup onlardan saklanan Amicia’nın artık yakın dövüş ekipmanlarını ve menzilli silahlarını kullanarak düşmanlarını öldürebilmesi.

Hugo’nun Kurtuluşu İçin Güney Fransa’ya Umut Dolu Bir Yolculuk

İlk oyunda 1300’lü yıllar Fransa’sını, alabildiğine pastoral biçimde resmeden Asobo Studios, A Plague Tale: Requiem’in konusunu, Hugo’nun kurtuluşu çerçevesinde tutup rota olarak Fransa’nın güney kısımlarını belirliyor. Harap olmuş kentlerini buruk şekilde bırakmak durumunda kalan abla-kardeş; oyuncuya yaşadığını hissettiren, canlı renk tonlarıyla ilk oyundan ayrılan yeni şehirlerde maceralarına, daha olgunlaşmış ve daha amansız şekilde devam ediyor. Yapımın ilk tanıtım videoları, oyun mekaniklerinin zenginleştiğine ve görsellerin fotogerçekçilik seviyesine yaklaştığına işaret ediyor.

Üçüncü parti oyun motoru kullanımı noktasında biraz isteksiz davranan ve oyun motoru geliştirme konusundaki yeteneklerine sonuna kadar güvenen Asobo Studios, anımsayacağınız üzere Microsoft Flight Simulator (2020) oyununda gövde gösterisi yapmıştı. Aynı gövde gösterisini bu defa A Plague Tale: Requiem’de tekrara hazırlanan Asobo, önceki oyun motorunun ekrana, sistemi zorlamadan beş bin fare çıkarabildiğini belirtmişti. Yeni oyunun, oyun içi görüntülerle hazırlanan videosunda ise muhtemelen on binlerce farenin sel gibi akıp şehrin sokaklarını doldurabildiğini görüyorduk. Asobo’nun yeni oyunda, sekizinci nesil oyun konsollarıyla bağını koparıp yapımı, yalnızca dokuzuncu nesil cihazlara ve PC’ye çıkarması, oyunun teknolojik yönden de gerçek bir yeni nesil oyun olacağına işaret ediyor. Artan poligon sayısının, farklılaşan ışıklandırma yöntemlerinin, ayrıntılı karakter animasyonlarının ve yüksek çözünürlüklü dokularla kaplanan Fransız şehirlerinin, oyuna kendimizi kaptırabilmemiz noktasında önemli payı olacağa benziyor. Eğer ilk oyundaki gibi dokunaklı müzik parçaları ve doğal seslendirmeler de bu teknik artılara eklenirse, 2022’nin en önemli oyunlardan birinin, geliştirici ekip tarafından ortalama 16 saatlik bir macera içereceği söylenen A Plague Tale: Requiem olduğunu şimdiden ilan edebiliriz.

Paylaş: