Counter-Strike 2 İnceleme

Monster Notebook  25 Nisan 2023

Oyun

Bilgisayar oyunları için mod geliştirenlerin sayılarının artmasında etkili rol oynayan yapımların başında hiç şüphesiz, yaşantısına bir Half-Life modu olarak başlayan Counter-Strike var. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de çok sevilen, hatta ülkemizdeki internet kafelerin bazılarında bir dönem, oyuncuların, Kemal Sunal ve Şener Şen ses paketleriyle oynanıp bir yandan adrenalin dolu anlar yaşayıp diğer yandan kahkahalar atmalarını sağlayan Counter-Strike, uzunca süre önce Valve tarafından satın alındı ve yoluna Counter-Strike: Global Offensive olarak devam etti. Her ne kadar hilecilerle baş etme konusunda biraz isteksiz davransa da CS:GO’nun oyuncu kitlesini genişletmekle kalmayıp yapımın, eSpor organizasyonlarının vazgeçilmezi yapan Valve, Half-Life: Alyx ile üzerinden attığı ölü toprağının etkisiyle mi bilinmez, Counter-Strike markasını günümüze taşımak ve oyunu genel manada elden geçirmek adına Counter-Strike 2’yi bizlerle buluşturdu. 2023’ün mart ayında duyurusu ve akabinde kapalı testleri gerçekleştirilen CS2, aslına bakarsanız hem tanıdık hem de yepyeni bir oyun. Canavar gibi oyun bilgisayarı modellerinde keyifle oynayabileceğiniz yapımın ayrıntılarına birlikte bakalım.

Tick Rate’i Unutun. Sub-tick Rate ile Yeteneğiniz Daha Ön Planda

Geçmişte LAN partilerinin ve internet kafe buluşmalarının, internet altyapısının iyileşmesiyle de çevrim içi karşılaşmaların olmazsa olmazı Counter-Strike’ın, şimdilik en güncel sürümü olan Counter-Strike 2, Global Offensive’e ücretsiz bir yükseltme olarak geldi. Envanterinizdeki eşyalar da dâhil olmak üzere oyunda büyük emekler vererek elde ettiğiniz tüm dijital mirasınız, bu oyuna da taşınmış durumda. Temel Counter-Strike oynanışına ve altyapısına birtakım yenilikler getiren yeni oyunun en önemli özelliklerinden biri, kuşkusuz pek çok oyuncunun canını sıkan tick rate’leri tamamen ortadan kaldırıyor olması. Counter-Strike ve çevrim içi FPS oyunlarına uzak olan oyun tutkunları için tick meselesinden kısaca bahsedecek olursak oyuncuların, oyun içi fiziksel hareketleri, ateş etmeleri gibi fiillerinin sunucudaki diğer oyuncular tarafından görülebilmesini sağlayan güncelleme, tick rate şeklinde ifade ediliyor. Örneğin bir sunucunun tick rate’i 64 ise bundan, sunucunun saniyede 64 kere güncellendiği anlamını çıkarmak gerekiyor. Ne kadar çok tick rate’e sahip bir sunucuda oynanırsa, oyun, katılımcılar için daha adil oluyor. Ancak ne var ki CS:GO döneminde her oyuncu, yüksek tick rate’li sunucuları her zaman bulamıyordu ve 128 tick rate’li sunucuda oyun oynamak, her CS:GO oyuncusuna kısmet olmuyordu.

İşte Counter-Strike 2’nin en önemli özelliklerinden biri olan ve Source 2 oyun motoru sayesinde hayat bulabilen sub-tick rate ağ bağlantısı özelliği, oyuncuların bugüne kadar yaşadığı sorunları, geçmişteki kötü birer anı olarak bırakmalarını sağlıyor. Oyunun, baştan sona daha adil hâle gelmesine imkân tanıyan ve oyuncuların, tamamen kendi yeteneklerini ön plana çıkarıp sunucu kaynaklı sorunlarla boğuşmadan etkileyici karşılaşmalara girişebilmelerine olanak veren sub-tick rate ağ bağlantısında sunucular, oyuncuların hareketlerinin başladığı ve sonlandığı anı, ne zaman atış yapıldığı gibi bilgileri, eksiksiz olarak biliyor. Böylece oyuncular, sunucu yenileme hızı eksikliklerine değil oyunlarına odaklanıyor.

Kas Hafızanızı Güncellemenizin Vakti Geldi

Uzun süre önce Source oyun motoruna yükseltilen Counter-Strike serisi, oyun motorunun karakter hareketlerine sağladığı olanaklar nedeniyle oyuncularda ister istemez bir kas hafızası oluşmasını sağladı. Oyuncular, klavyenin hangi hareket tuşuna basarsa karakterlerini hangi oranda yönlendirebileceklerini ezberlediler. Ancak Source 2 oyun motoru, bazı CS tutkunlarını üzecek cinsten yenilikleri beraberinde getiriyor. His bakımından serinin önceki üyelerinden hayli farklı olan CS2 karakter kontrolleri, zaman zaman temel zıplama işlemlerini zaman zamansa bunny hop’ları etkin şekilde kullanılabilmesini engelleyebiliyor. Ancak bu kötü bir durum değil ve oyuncular, buna zamanla alışabilirler.

Alışılması gereken bir diğer “oyun değiştirici” unsur da oyunun daha ilk tanıtım videolarında özellikle vurgulanan sis bombasının yarattığı hacimli ve dinamik sis. Bu yenilik, karşılaşmaların gidişatını tepeden tırnağa farklılaştırırken bugüne kadar alışılagelinen oyun mekaniklerinin üstüne sünger çekilmesi için oyuncuları epey teşvik ediyor. Bilhassa dar koridorlarda kullanılan sis bombaları, takımların birbirlerine karşı üstünlük kurmaları ya da savunma yapmaları noktasında stratejik rol üstleniyor. Counter-Strike karşılaşmalarını taktik yaklaşım üzerine inşa eden profesyonel ve uzman oyuncuların sıklıkla başvurmasına kesin gözüyle baktığımız sis bombalarının, mermi ya da patlayıcılarla etkileşime geçip karşılaşmaları daha heyecanlı hâle getirdiğini de ifade etmemiz gerek. Sisin tepkiselleştirilmesi ve silahlarla atılan mermilere göre formunun değişmesi, hem görsel açıdan hem de oynanış bakımından Counter-Strike 2’nin hanesine artı puan yazdırıyor.

Görsel, İşitsel ver Yapısal Yenilikler Saymakla Bitmiyor

Source 2 oyun motorunun sahip olduğu görsel kabiliyetlerle birlikte işitsel yetenekleri de kullanan Counter-Strike 2’de pek çok görsel ve işitsel yenilikler var. Bunun başında elden geçirilen ve görsel anlamda günümüze daha da yaklaştırılan eski haritalar ve yeni haritalar geliyor. Source 2’nin aydınlatma, gölge oluşturma ve yansıma yaratma imkânlarından en iyi şekilde yararlanılarak hazırlanan haritalar gerçekten de çok albenili duruyor. Valve ise yeni oyundaki haritaları, üç ana kategoride topluyor. Bunlardan ilki, bu kategoriye giren haritalardaki aydınlatma, çevresel malzemelerin yenilenmesi ve yansımaların geliştirildiği/değiştirildiği “Yükseltme”. İkincisi ise “Revizyon”. Bilinen bazı haritaların, sıfırdan tekrar oluşturulduğunu ifade eden Revizyon, ilgili haritaların daha eğlenceli hâle gelmesini sağlıyor. “Mihenk Taşı” şeklinde isimlendirilen kategorideki haritalar ise üzerine en az değişiklik yapılan ve orijinal hâlinden hâlâ memnun kalınan haritaları temsil ediyor. Tabii görsel yenilikler, sadece haritalarda yapılan değişikliklerle sınırlı değil. Çevresel unsurlar üzerinde yapılan yenilikler, kan sıçrama efektleri, molotof kokteyli atıldığında çevrede oluşan gerçekçi etki, yeni silah modellemeleri ve kaplama güncellemeleri, görsel yenilik cephesinde söz edebileceğimiz durumlardan bazıları. Unutmadan, artık yönettiğiniz karakterin bacaklarını görebiliyorsunuz.

“Ses kasma” ifadesinin oyuncular arasında yaygınlaşmasından sorumlu oyun serilerinin başında gelen Counter-Strike, yeni oyunuyla bu ses kasma meselesine yeni bir boyut kazandırıyor. Source 2 oyun motoruyla ses tarafı da baştan aşağı değişen Counter-Strike 2’de, tamamen üç boyutlu ses kullanılıyor ve karşılaşmalarda, tarafların seslerden yararlanarak oyunu lehlerine çevirmeleri gerekiyor. Konu sesten açılmışken silahlara ait seslerin de tamamen yenilendiğini ekleyelim. Silahların sesleri çok daha gerçekçi; ayrıca kapalı ve açık mekânlarda daha doğru yankılar ve ses dağılımları işitmeniz mümkün.

Counter-Strike ve diğer birçok rekabetçi çevrim içi FPS oyunundan hileciler nedeniyle uzak duran oyuncuları sevindirecek bir gelişme de Counter-Strike 2’nin yapısal yenilikleri arasında bulunuyor. Çok uzun süredir VAC (Valve Anti-Cheat) sistemini oyunlarında kullanan Valve, bu defa VAC Live sistemiyle CS2’yi hilecilerden koruyor. Aimbot ve wall hack gibi başka oyuncuları oyundan soğutan hileler kullananlar, oyununuza girdiğinde yeni sistem, hilecileri algılayıp karşılaşmayı anında sonlandırıyor.

Oyun dünyasında çağ kapatıp çağ açan Valve’ın, bu yılın en önemli sürprizi konumundaki Counter-Strike 2 ile oyun tutkunlarının gönlünü fethedeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. İlerleyen aylarda oyun içi güncellemeler ve içerik yenilemeleriyle daha da güçlenmesini beklediğimiz yapımın, hem görsel-işitsel yenilikleri hem de hilecilere kapıları sonuna kadar kapatan yapısı sayesinde bugüne dek CS serisine uzak olanları da kendine çekeceğini düşünüyoruz. Canavar gibi oyun bilgisayarlarında 200+ fps ile oynayabileceğiniz Counter-Strike 2’de yepyeni kişisel rekorlara “merhaba” demeye hazırlanın.

Paylaş: